Çok eski zamanlarda birbirine düşman iki ülke varmış. Ülkelerden birinde Keloğlan adında zekası ile ünlü bir delikanlı yaşıyormuş. Keloğlan çok zekiymiş ama bir o kadar da tembelmiş. Çalışmayı hiç sevmiyor, zamanını tembellik yaparak geçiriyormuş. Keloğlan’ın yaşadığı ülkenin padişahı düşman ülkeye ne zaman bir elçi gönderse kafası kesiliyor ve bir daha geri dönemiyormuş.
Bu durum öyle bir hal almış ki padişah düşman ülkeye gönderecek elçi bulamaz olmuş. Ama çok önemli bir haber yollaması ve savaş ilanını bildirmesi gerekiyormuş. Hemen ülkede tellallar dolaşmaya başlamışlar. “Ey ahali duyduk duymadık demeyin, padişahımızın fermanıdır. Komşu ülkeye gidecek cesur bir elçi aranıyor. Gidip de dönmeyi başaran olursa padişahımız kendisini yaveri yapacak ve çok zengin edecek”.
Bu fermanı duyan Keloğlan işte hayatım kurtuldu demiş içinden ve saraya giderek padişahın karşısına çıkmış. “Padişahım ben gider fermanınızı da düşman ülkenin kralına veririm.” demiş. Padişah Keloğlan’a şöyle bir bakmış ve içinden: “Gitsen de dönemezsin ama neyse canına susadıysan benim yapacağım bir şey yok.” diye düşünmüş.
Hemen Keloğlan’a bir at, güzel kıyafetler vermişler. Keloğlan da hemen yola çıkmış ve iki gün yol aldıktan sonra düşman ülkeye varmış. Kralın karşısına çıkmış ve getirdiği fermanı uzatmış.
Fermanı okuyan kral iki kat öfkelenmiş ve Keloğlan’ın kafasının kesilmesinin emrini vermiş. Muhafızlar götürürken Keloğlan: “Padişahımız bir taşla iki kuş vurdu” demiş. Keloğlan’ın bu sözlerine kral şaşırmış ve sormuş: “Ne için teşekkür ediyorsun senin ölüm emrini verdim ben.”
Keloğlan: “Kralım ben aslında düşman ülkede bir ayaklanma başlatacaktım. Padişahın kötü yönetimine son verecek ve yerine geçecekti. Sizinle de savaşı bitirecektim. Padişah beni buraya gönderdi ve beni sizin öldürmenizi sağlayarak ülkede ayaklanma başlamasının önüne geçti. Ee savaş ilanını da yaptı daha ne olsun?”
“Demek ülkende ayaklanma başlatıp padişahı tahttan indirecektin öyle mi? O halde seni serbest bırakıyorum ülkene geri dön ve yarım kalan işini bitir.” demiş. Zekası ile öldürülmekten kurtulan Keloğlan görevini başarı ile yerine getirerek ülkesine dönmüş ve padişahın yaveri olarak çok zengin olmuş.