Keloğlan çok zeki ama aynı zamanda tembel, okula gitmeyi hiç sevmeyen bir çocukmuş. Annesi ne yaparsa yapsın oğlunu bir türlü okula gönderemiyormuş. Keloğlan okula diye çıkıyor ama kırlarda koşuyor, oynuyor ve bütün zamanını bu şekilde geçiriyormuş. Keloğlan’ın annesi ne kadar uğraştıysa oğlunu okula göndermeyi başaramayınca son çareyi Bilgecan Dede’nin yanına gitmekte bulmuş. Keloğlan’ın annesi Bilgecan Dede’nin yanına gitmiş ve derdini anlatmaya başlamış. “Bilgecan Dede biliyorsun aslında Keloğlan çok zeki bir çocuk ama bir türlü okula gitmiyor. Ne yapacağımı şaşırdım olsan olsan sen derdime derman olursun ne olursun yardım et”. demiş.
Bilgecan Dede, Keloğlan’ın annesini dinlemiş ve başlamış konuşmaya: “Merak etme sen hanım, bundan sonra Keloğlan’la ben ilgileneceğim. Artık onun öğretmeni benim, onun çok iyi bir öğrenci olmasını sağlayacağım.” demiş. Rahatlayan anne tarlasına işine dönmüş. Bilgecan Dede her zaman Keloğlan’ın oyun oynadığı yere gitmiş.
Keloğlan, Bilgecan Dedeyi gördüğünde koşarak yanına gitmiş. “Bilgecan Dede nasılsın, iyi misin?” demiş. Bilgecan Dede cevap vermiş: “İyiyim yavrum ama benim bir sıkıntım var ve bana bir tek sen yardımcı olabilirsin”. Keloğlan cevap vermiş: “Buyur Bilgecan Dede, nasıl yardım edebilirim sana?”
“Yarın sabahtan itibaren her gün benim evime gel. Yeni bir buluş üzerinde çalışıyorum. Bana yardım edersin. Bu arada eğlenir ve yeni şeyler de öğrenirsin”. Bilgecan Dede ne icat edecek acaba diye merak etmekten sabaha kadar uyuyamamış Keloğlan. Sabah olduğunda kahvaltısını yapmış ve hiç vakit kaybetmeden Bilgecan Dede’nin evine gitmiş.
Bilgecan Dede gerçekten de yeni bir buluş üzerinde çalışıyormuş. Keloğlan ile bir yandan ders yapıyor bir yandan da buluşu üzerinde çalışıyorlarmış. Yaptıkları çalışmalar Keloğlan’ı çok heyecanlandırırken aynı zamanda okula gitmese de derslerini de öğreniyormuş. Günler bu şekilde geçmiş ve haftalar haftaları kovalamış. Keloğlan okulda yapılan sınavlara Bilgecan Dede’nin verdiği dersler ile girmiş ve hepsinden başarılı notlar almış.
Keloğlan farkında olmadan okulun en başarılı öğrencisi olmuş ve sınıfını geçmiş. Keloğlan’ın farkında olmadığı bir şey daha varmış. Artık derslerini ve okulunu çok seviyormuş.